Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben bizim köyün bahçesinde gülüp oynar iken, bir Ali Baba varmış. Bir de Ali babanın bir çiftliği varmış. Çiftliğinde hayvanları varmış. Her sabah uyanır uyanmaz yataktan kalkar, önce çiftliğindeki hayvanlarının yanına gider, onların temizliğini yapar, yemlerini verir, hâl hatırlarını sorar, bütün ihtiyaçlarını giderir, işi bitince de tavukların yumurtalarını sepete dizer, inek ve keçilerinin sütünü sağar, sonrada bunları eşeğine yükler köy pazarına gidermiş.
Ali Baba bütün gün pazarda satış yaparmış. Akşam olunca da evin yolunu tutar, yolda kazandığı paranın bir kısmı ile kendine yiyecek bir şeyler alırmış. Tabii çiftliğin ihtiyaçlarını da hiç eksik etmezmiş. Ancak lüzumsuz yere para harcamayı hiç sevmezmiş. Kalan parayı da akşam yatmadan önce sayar ve evdeki gizli kasasına koyarmış. Zorda kalmayınca da oradan hiç para almazmış. Bunu bilen köylüler aralarında “Ne kadarda cimri bir adam” diye konuşurmuş. Ali Baba’nın kulağına bu dedikodular geliyormuş ama o hiç aldırış etmeden doğru bildiği yoldan yürümeye devam ediyormuş. Köyde herkes çok çalışıyor, çok kazanıyormuş. Alibaba ile aralarındaki tek fark onlar bugün kazandıklarını bugün harcıyor ertesi güne bir şey bırakmıyorlarmış. Evlerinde de gizli kasaları yokmuş. Bunulanda övünüyorlarmış. Neyse, günler böyle gelip geçerken başlamış bir şeyler ters gitmeye. Önce sonbaharda hiç yağmur yağmamış, rüzgâr esmemiş. Derken kar yağmayan, soğuk olmayan bir kış. Arkasından yağmursuz, güneşsiz bir ilkbahar. Ve güneşin hiç görülmediği, havaların hiç ısınmadığı bir yaz. Yani mevsimler şaşırmış. Hal böyle olunca da kimse tarladan ektiği ürünü toplayamamış çünkü ürün olmamış. Yani kıtlık başlamış. Mutfaktaki erzaklar tükenmiş. Köylü artık yiyecek bir şeyler bulmakta zorlanmaya başlamış. Neyse ki bir gün köyde bir duyuru yapılmış “Sevgili halkımız kimse aç kalmasın diye uzak yerlerden size erzak, sebze, meyve getirdik yarın sabah kurulacak olan pazardan herkes bir yıllık alışverişini yapsın bir daha pazar kurulmayacak.” Bunu duyan Alibaba sabah erkenden kalkmış pazar kalabalık olmadan gidip alışverişimi yapayım demiş. Kasasından bir miktar para almış sonrada kendi ve çiftliğinde ki hayvanları için tam bir yıllık alışveriş yapmış. Fakat pazardan tek alışveriş yapan kişi Alibaba’ymış.
Köylü günlük kazandığını günlük yediği için kenarda bir parası yokmuş. Bakmışlar olacak gibi değil, bütün kış aç kalacaklar, sonunda bir karar almışlar Alibaba’dan borç isteyeceklermiş. Hep beraber düşmüşler Alibaba’nın çiftliğinin yoluna. Kapıyı çalmışlar, Alibaba karşısında köylüyü görünce hiç mi hiç şaşırmamış. Bir şey söylemelerine fırsat vermeden kasasını açmış ve içindeki bütün paraları bir çuvala koymuş ve köylüye vermiş. Böylece köylüde bir yıllık alışverişini yapabilmiş. Bütün kışı evlerinde rahat rahat, sıcak sıcak geçirmişler. Ali babadan da özür dilemişler ve yaptığının cimrilik değil yarını düşünmek olduğunu anlamışlar. O günden sonra onlarda öyle yapmışlar kötü gün için bir miktar parayı hep kenarda bırakmışlar. Hep beraber mutlu mesut yaşamışlar.
Burada da hikâye bitmiş.
Hikâye okumayı seviyorsanız Çocuk Hikayeleri kategorimizi inceleyebilirsiniz.