Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ormanın içinde yavru bir tilki yaşarmış. Anne tilki o çok küçükken çok uzaklara gitmek zorunda kalmış. Bu yüzden yavru tilki tek başına büyümüş.
Annesinden öğrenmesi gereken bir çok şeyi kendi kendine öğrenmek zorunda kalmış. Merak ettiklerini ormandaki diğer arkadaşlarına soruyormuş. En çokta ormanların kralı Aslan’ı merak ediyormuş. Arkadaşlarının anlattıklarına göre çok heybetli ve korkusuz bir o kadar da güçlüymüş. Kimse onunla karşı karşıya gelmek istemiyormuş. Ancak bizim yavru tilki ormanlar kralı aslanı merak ediyor hem çok görmek istiyor hemde çok korkuyormuş. Bir gün tüm cesaretini toplamış ve Aslan’ın ormandan dönmesini beklemiş. Aslan tam karşıdan bütün ihtişamı ile geliyormuş. Yavru tilki korkmuş ve çalıların arkasına saklanmış. Aslan tilkiyi fark etmiş ama hiç istifini bozmadan yoluna devam etmiş. Ertesi gün tilki tekrar cesaretini toplayıp aynı yerde beklemiş. Bu sefer saklanmamış ve aslan yaklaşınca kenara çekilip ona yol vermiş. Aslan tilkinin yanından geçmiş ve selam vermiş.

Üçüncü gün tilki korkusuz bir şekilde yolun ortasında durmuş ve Aslan gelincede hiç kıpırdamamış yol vermemiş. Bunu gören aslan tilkiye yaklaşmış ve aniden kükremiş. Tilki korkunca da ona “Sen genede haddini bil ve kendine çok güvenme ne olur ne olmaz” demiş. Tilki Aslan’ın ne demek istediğini anlamış ve ormanda yaşamanın kuralları olduğunu herkes tedbirini almalı ve boyundan büyük cesaretin iyi olmadığını anlamış.
Burada da masal bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Çocuk Masalları Kısa kategorimizi inceleyebilirsiniz.