Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir sincap varmış. Bu küçük sincabın adı Sisi’ymiş. Sisi ormanda gezmeyi çok severmiş, her gün ormanın derinliklerine iner, renkleri izler, çiçekleri koklar, kelebeklerin peşinden koşarmış.
Günlerden bir gün sincap Sisi ormanda yürüyüşe çıkmış ve gördükleri karşısında ne yapacağını bilememiş. Küçük sincap Sisi, ormanda çiçeklerin ve ağaçların solduğunu görmüş. Bu görüntü onu hiç mutlu etmemiş. “Belki ben bir şeyler yapabilirim,” demiş kendi kendine. Sisi, minik elleriyle tohum ekmiş, dalları sulamış ve sabırla beklemiş. İlk başta çabalarının boşuna olduğunu düşünmüş ama günler geçtikçe küçük yeşillikler filizlenmiş. Bu sırada arkadaşları ona katılmış ve birlikte doğayı korumanın önemini öğrenmişler. Sisi ve arkadaşları, bahçeyi birlikte düzenlerken yardımlaşmanın ve doğaya saygının ne kadar değerli olduğunu fark etmişler. Küçük bir çabanın bile büyük sonuçlar doğurabileceğini görmüşler. Sinirlenmeden, sabırla ve sevgiyle çalışmışlar, hem kendilerini hem de ormanı mutlu etmişler.
Bir gün orman çiçeklerle, ağaçlarla dolup taşmış ve orman mis gibi kokmuş. Sisi, doğaya sevgisini göstererek, herkesin kalbini neşeyle doldurduğunu hissetmiş. O günden sonra minik bahçıvan ve arkadaşları, doğayı korumanın ve birlikte çalışmanın verdiği mutluluğu her gün yaşamışlar. Masal da burada bitmiş.
