Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Yemyeşil ormanların birinde, ağaçların arasında minik bir çiçek açmış. Bu çiçeğin adı Sihirli Çiçekmiş. Sihirli Çiçek, etrafındaki tüm bitkilere neşe ve renk katarmış. Ormanda yaşayan hayvanlar çiçeği çok severmiş, çünkü Sihirli Çiçek onlara huzur ve mutluluk verirmiş.
Bir gün ormanda bir fırtına kopmuş; rüzgâr dalları sallamış, yağmur her yeri ıslatmış ve Sihirli Çiçek savrulmak üzereymiş. Küçük orman hayvanları çiçeği korumak istemişler ama ne yapacaklarını bilememişler. Tam o sırada minik bir rakunun aklına bir fikir gelmiş. Rakun, arkadaşlarını toplamış: tavşanlar, kuşlar ve küçük kaplumbağalar. Hep birlikte çiçeğin etrafında bir halka kurmuşlar ve Sihirli Çiçek’i fırtınadan korumaya çalışmışlar. Rüzgâr şiddetini biraz artırsa da, hayvanların dayanışması sayesinde Sihirli Çiçek sağlam kalmış. Çiçek, bu yardımı görünce hafifçe sallanmış ve etrafa daha da parlak bir renk yaymış. Hayvanlar, birlikte hareket etmenin ne kadar güçlü olduğunu anlamışlar. Fırtına dindiğinde, orman tekrar sessiz ve huzurlu olmuş. Sihirli Çiçek tüm güzelliğiyle açmış ve hayvanlar etrafında dans etmiş.
O günden sonra, ormandaki tüm canlılar birbirine daha çok yardımcı olmuş. Küçük bir çiçeğin korunması için gösterilen dayanışma, ormandaki dostlukları daha da kuvvetlendirmiş. Sihirli Çiçek ve arkadaşları, birbirlerine güvenmenin ve yardımlaşmanın mutluluk getirdiğini hiç unutmamışlar. Masal da burada bitmiş.
