Minik Fare Fifi’nin İğne Kutusu

Ormanın kenarındaki ceviz ağacının içinde, küçücük ama düzenli bir ev varmış. Bu evde yaşayan minik fare Fifi, ormanın en becerikli terzisiymiş. Elinde minik bir iğne, ayağında minik bir makasla çalışır dururmuş.

Fifi sadece kıyafet dikmezmiş; kaybolan düğmeleri bulur, sökülen cepleri onarır, eski elbiseleri yepyeni hale getirirmiş. Ama en çok sevdiği şey, başkalarına yardım etmekmiş.

Bir sabah, kapısı tık tık çalmış. Gelen, kirpi Piko’ymuş.
— “Fifi,” demiş utanarak, “Bu sabah pantolonumun arkası yırtıldı… Orman okulunda çok utanırım.”

Fifi gülümsemiş.
— “Hiç sorun değil Piko. Hemen hallederim!”
Ve hemen iğne kutusunu açmış, en yumuşak kumaşı seçmiş, renkli ipliklerle öyle güzel dikmiş ki, Piko’nun pantolonu eskisinden bile güzel olmuş.

Ertesi gün, sincabın çantası yırtılmış. Bir sonraki gün, baykuşun pelerinine yama gerekmiş. Herkes Fifi’ye gelmeye başlamış. Ama Fifi artık çok yoruluyormuş.

Bir akşam, uykulu gözlerle çalışırken eline iğne batmış. “Ah!” demiş hafifçe.
Tam o sırada kapısı çalınmış. Ama bu sefer yardım isteyen değil, yardım getirenler gelmiş.

Kapının önünde ormanın tüm hayvanları sıraya dizilmiş. Kirpi Piko bir masa taşımış, sincaplar iplik getirmiş, baykuş Bufi dikiş öğrenmek istemiş.
— “Sen hep bizim yardımımıza koştun Fifi,” demişler. “Şimdi sıra bizde!”

O gün Fifi, kendi evinde ilk defa bir dikiş atölyesi kurmuş. Herkes sırayla dikiş dikmeyi öğrenmiş. Yan yana çalışmışlar, gülmüşler, sohbet etmişler. Ve ormanda o günden sonra her elbise ortak emekle dikilmiş.

Fifi artık yalnız çalışmıyor, birlikte üretiyor ve birlikte gülümsüyormuş.
O, sadece bir fare değilmiş. Ormanın kalbi dikilen her dikişte atıyormuş.

Yorum yapın