Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben annemin mutfağında hapur hupur çorbamı içer iken, ülkenin birinde kötü kalpli bir Cadı yaşıyormuş. Cadının kazanı kötülük için kaynıyor ve cadı her gün yeni bir kötülük için kazanın başına geçiyor, dünyaya kötülük saçıyormuş. Yine uzaklarda başka bir ülkede iyilik perileri, sihirli değnekleri ve sihir tozları ile dünyaya iyilik saçmak için bir o yana bir bu yana koşuşturuyorlarmış. Ancak yetişmekte zorlanıyorlarmış.
Bir gün öyle bir şey olmuş ki gökyüzünde tesadüfen İyilik ve Kötülük karşı karşıya gelmişler. Önce başlamışlar kavgaya, ama ne kavga. Sonra yavaş yavaş kavga konuşmaya, konuşma sohbete, sohbet esprilere dönüşmüş. Bütün bu olup biteni hayretler içinde izleyen Güneş, Ay ve yıldızlar şaşkınlarmış. Ancak sonucu görünce çok mutlu olmuşlar. Artık kahkahalar havalarda uçuşuyormuş. Sonunda barış ilan etmişler. Kötülük “Bundan sonra ben dünyadaki hiçbir kötülükten meshül değilim, hiçbir kötülükte benim parmağım olmayacak” demiş. İyilik “Bende kimseyi etkilemeyeceğim herkes içinden geldiği gibi davransın” demiş. Güneş, Ay ve Yıldızlarda bu konuşmaya “Bizde size şahitlik ediyoruz” diyerek son noktayı koymuşlar. Böylece dünya da barış ilan edilmiş. Barışın herkes tarafından bilinmesi için yıldızlar devreye girmiş her eve bir barış yıldızı bırakmış. Dünya sevinç içinde bayram havasındaymış. Kimsenin içinden kötülük yapmak gelmiyormuş. İyilik yapmak isteyenlerde içinden geldiği için iyilik yapıyormuş. Zamanla kötülük yok denecek kadar azalmış, iyilikte bir o kadar çoğalmış. Ancak bu durumdan memnun olmayan biri varmış. Kim mi? Kötü kalpli cadı. Cadı her gün kazanın altını yakıyor ancak içine atacak kötülük bulamıyormuş. Bu duruma iyilik perileri el atmış. Bir gün cadıyı alıp ülkeyi gezdirmişler. Periler “Kimsenin kötülük yapmak için senin sihrine ihtiyacı yok, ancak ille de bir şeyler yapmak istiyorsan bak burada bir çok insan hasta onlar için sihirli ilaçlar yapabilirsin” demiş. Kötülük devre dışı olduğu için cadının içinden kötülük yapmak yerine iyilik yapmak gelmiş.
O günden sonra cadının kazanı hep kaynamış hiç sönmemiş ancak içinde şifa otları kaynamış. perilerin yardımı ile şifa iksirleri hastalara dağıtılmış. Periler artık daha az yoruluyor ancak daha çok insana yardım ediyorlarmış. Tabi bunu cadının sayesinde, onun yardımı ile başarıyorlarmış. Dünya her gün daha güzel daha yaşanır bir yere dönüşüyormuş. Bütün bu olup biteni gökyüzünden izleyen Ay, Güneş ve Yıldızlar bir barışın dünyayı bu kadar güzelleştirdiğinden mutlu bir şekilde onlarda görevlerini daha iyi bir şekilde yerine getiriyorlarmış. Nasıl mı? daha güzel parlayarak daha çok ısıtarak. Burada da masal bitmiş.
Sizde daha güzel bir dünyada yaşamak istiyorsanız içinizdeki kötülükten kurtulun ve herkesle barışın. İnanın dünya çok güzel bir yer, sadece yaşarken hakkını vermemiz gerekiyor.
Uzun masal okumayı seviyorsanız Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.