Denizatı Lera ve Sessiz Cesaret Masalı

Denizin derinliklerinde, mercanların yumuşak renklerle salındığı sessiz bir koy varmış. Bu koyda, incecik yüzgeçleri olan küçük bir denizatı yaşarmış. Adı Lera’ymış. Lera nazikmiş, dikkatliymiş, çok konuşmazmış. Dalgalar yükseldiğinde mercanların arasına saklanırmış. Büyük balıklar hızla geçerken geri dururmuş. İçinde kocaman bir cesaret varmış ama bu cesaret sessizmiş. Deniz her sabah farklı renklere bürünürmüş. Işıklar suyun içinden … Devamını oku

Küçük Ayı Miro ve Sabır Ormanı Masalı

Ormanın derinlerinde, ağaçların gökyüzüne uzandığı sakin bir vadi varmış. Bu vadide, bal rengi tüylere sahip küçük bir ayı yaşarmış. Adı Miro’ymuş. Miro meraklıymış, her şeyi hemen öğrenmek istermiş. Yaprakların neden düştüğünü, arıların nasıl yol bulduğunu, yıldızların neden kaybolup geri geldiğini düşünürmüş. Ormanda her şey yavaş ilerlerken Miro’nun içi aceleyle doluymuş. Bir gün büyük meşe ağacının … Devamını oku

Minik Kaplumbağa Lumo’nun Masalı

Sabah ışıkları yumuşacık çimenlerin üzerine düşmüş, küçük bir göl sessizce parlamış. Bu gölün kıyısında minik, yuvarlak kabuklu bir kaplumbağa yaşarmış. Adı Lumo’ymuş. Lumo yavaş yürürmüş ama etrafındaki her şeyi dikkatle izlemeyi severmiş. Yaprakların kıpırtısını, suyun minik halkalarını, rüzgârın fısıltısını fark edermiş. Göl onun için büyük bir dünya gibiymiş. Bir gün gölün kıyısında parlayan tatlı su … Devamını oku

Minik Ayıcık ve Parlayan Yaprak Masalı

Ormanın yumuşak bir köşesinde minicik bir ayıcık yaşarmış. Adı Pofuymuş. Pofu her sabah gözlerini açar açmaz çevresine bakmayı severmiş. Bir sabah uyandığında yerde ışıl ışıl parlayan sarı bir yaprak görmüş. Yaprak o kadar parlakmış ki sanki güneş onun içinde uyuyormuş. Pofu heyecanla yaprağı almış ve koklamış. “Ne güzel,” demiş kendi kendine. Sonra yaprağı kimse görmesin … Devamını oku

Gölgeli Patikanın Kaybolan Rengi Masalı

Ormanın derinlerinde, güneş ışığının yapraklardan süzülerek yere düşmeyi sevdiği uzun bir patika varmış. Bu patikada, gözleri merakla parlayan bir tilki yaşarmış. Adı Liloymuş. Lilo her gün ormanın renklerini toplarmış. Kırmızı çileklerin parlaklığını, sarı çiçeklerin sıcaklığını, mavi göletin sakinliğini izlemeyi çok severmiş. Fakat bir sabah, patikadan geçerken fark etmiş ki yerdeki sarı yapraklar sanki biraz solmuş. … Devamını oku

Orman Çayırının Masalı

Güneş yeni doğmuş ve orman çayırına altın rengi bir ışık yaymış. Çayırın ortasında sevimli bir kirpi yaşarmış; adı Pıtırtıymış. Pıtırtı her sabah uyanır uyanmaz çalıların arasından çıkıp etrafı dinlermiş. O gün kulağına çok hafif bir melodi çarpmış. Sanki rüzgâr bir şarkı taşıyormuş ama şarkının sonu bir türlü tamamlanmıyormuş. “Bu melodi nereye gidiyor?” diye merak eden … Devamını oku

Minik Kaplumbağa Tırtık’ın Masalı

Ormanın kıyısında, yapraklarla örtülü yumuşak bir patika varmış. Bu patikanın hemen yanında minicik bir kaplumbağa yaşarmış. Adı Tırtıkmış. Tırtık her sabah kabuğunun içinden yavaşça çıkar, ormanın seslerini dinlermiş. Kuşların şarkıları, rüzgârın fısıltısı, dere kenarında kurbağaların cıvıltıları… Hepsi Tırtık’ın içini ısıtırmış. Fakat Tırtık’ın küçük bir sıkıntısı varmış: O, ormanın diğer hayvanlarıyla tanışmaya çekinirmiş. Uzakta oynayan tavşanlara, … Devamını oku

Minik Kaplumbağa Tiko’nun Masalı

Bir varmış bir yokmuş…Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak ormanların maviliğe bakan kıyısında, küçücük ama kalbi kocaman bir kaplumbağa yaşarmış. Adı Tiko’ymuş. Tiko, her sabah güneşin ağaçların arasından süzüldüğü saatlerde yuvasından çıkar, ormandaki arkadaşlarının neşeyle oynadığı top oyununu izler, onları gülümseyerek seyrederdi. Tiko aslında oyuna katılmak istermiş ama kendisinin çok yavaş olduğunu bildiği için … Devamını oku

Uçurtma Bibo ve Gökyüzü Tepesi Masalı

Bir varmış bir yokmuş, Gökyüzü Tepesi’nde rengarenk bir uçurtma yaşarmış. Bu uçurtmanın adı Bibo’ymuş. Bibo, rengârenk kuyrukları ve parlak gövdesiyle çok sevimliymiş ama bir sorunu varmış: Rüzgârı hiç yakalayamıyormuş. Bunun nedeni ise kuyruğundaki düğümlerin karmakarışık olmasıymış. Ne kadar uğraşsa da düğümleri kendi başına çözmeye üşenirmiş. Bibo’nun en yakın arkadaşı Miro, daima ona cesaret verir, “Bir … Devamını oku