Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben annemin aynasının karşısında kardeşimin saçlarını birer birer örer iken, nemi olmuş? Anlatayım.
Birgün Keloğlan işe gitmek için aynanın karşısına geçtiğinde başlamış kafasındaki olmayan saçlarına bakmaya. Önce olmayan saçlarını bir o tarafa bir bu tarafa taramış, sonrada kocaman bir “Offf of” çekmiş: “Keşke benimde saçlarım olsa, keşke bende her sabah saçlarımı tarasam, herkes saçlarımı beğense” demiş. Bir kenarda oğlunu izleyen Keloğlan’ın annesi duydukları karşısında kel oğlu için çok üzülmüş. Aslında kel oğlu onun için böyle de çok yakışıklıymış ama “Kargaya yavrusu şahin görünür” diye düşünmüş.
O gün kel oğlu çalışmak için tarlaya gittikten sonra düşünmüş taşınmış ve bahçedeki mısırların püsküllerinden Kel oğlu için saç yapmaya karar vermiş. Bütün gün uğraşmış, akşam olduğunda nihayet bitirmiş, çokta güzel olmuş. Keloğlan işten eve geldiğinde annesinin elinde gördüğü mısır püsküllerini kafasına takınca çok mutlu olmuş. “Sanki aynadaki ben ben değilim” demiş. İkisi de mutlu bir şekilde akşam yemeklerini yemişler, çaylarını içmişler sonrada yatmışlar. Ertesi sabah Keloğlan geçmiş aynanın karşısına anasının yapmış olduğu saçını bir o tarafa bir bu tarafa taramış: “Oh oh ne güzel saçlarım var, herkes benim saçlarımı beğenecek” demiş ve işe gitmek için yola koyulmuş. Tam bahçe kapısından çıkacak İken bahçedeki tavuklar başlamış gıdaklamaya: “Saçın güzel olmuş ama sana kellik te çok yakışıyordu” demişler. Keloğlan: “Beni mutlu etmek için söylüyorlar herhalde” demiş ve yoluna devam etmiş. Tam köyün çeşmesinin önüne geldiğinde oradan su içen inekler ve koyunlar başlamış möö lemeye, mee lemeye “Hey Keloğlan saçın güzel olmuş ama sana kellik te çok yakışıyordu” demişler. Keloğlan: “Yaaa beni mutlu etmek için böyle söylüyorlar herhalde” demiş. Sonra her sabah beslediği kuşlar başlamış ötmeye “saçın güzel olmuş ama sana kellik te çok yakışıyordu” demişler. Keloğlan’ın kafası iyice karışmış. Ancak o gün tarlada çalışırken kim Keloğlan’ı görse çoluk çocuk, büyük küçük, genç yaşlı, kedi köpek, börtü böcek herkes aynı şeyi söylemiş Saçın güzel olmuş ama sana kellik te çok yakışıyordu” demişler.

Akşam eve dönerken artık Keloğlan da inanmış “kellik bana yakışıyor” demeye başlamış. Tam bahçe kapısından içeri girecek iken karşıdan gelen kel bir adamı görmüş ve sormuş “saçın olsun istermişsin?” Adam “senin saçın kadar güzel olursa isterim tabi” demiş. Keloğlan da çıkarmış kafasındaki mısır püsküllerini ve takmış adamın kafasına. Adam çok mutlu olmuş. Teşekkür etmiş ve yoluna mutlu bir şekilde devam etmiş. Olanları uzaktan izleyen annesini görünce Keloğlan: “Sevgili anam, bana yaptığın saçla mutlu bir gün geçirdim ama anladım ki bana kellik te çok yakışıyor.” Anası oğlunun kel kafasına bir öpücük kondurmuş. İkisi de gülüşmüşler.
Buladada masal bitmiş.
Uzun masal okumayı seviyorsanız Uzun Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.