Çocuklar İçin İyileştirici Öyküler

Eski bir gelenek olan sözlü hikaye anlatımı, kaybettiğimiz değerlerden biri artık. Eskiden meddahlar kahvehanelerde birbirinden güzel ibretlik hikayeler anlatırdı. Münir Özkul, Erol Günaydın, Adile Naşit, Müjdat Gezen, Ulvi Alacakaptan ve Mehmet Esen gibi sanatçılarımızın, televizyonlara çıkıp meddahlık yaptıklarını hatırlıyorum.

Anneannemden, özellikle kış gecelerinde gaz lambasının gölgesinde dinlediğim masalları bugün çok özlüyorum. Çocuklar için iyileştirici öyküler kapsamına girecek hikayelerdi anneannemin anlattığı masalımsı hikayelerin birçoğu. Anneannem, psikolog veya terapist değildi. Okuma yazması bile yoktu ama anlattığı masallar ruhumu öyle hafifletirdi ki, hayaller aleminde seyahate çıkardım. Terapötik bir etkiye sahipti anneannemin masalları. Bugünün çocukları kadar ekrana maruz kalmadığımız için, hayal gücümüz çok daha güçlüydü bizim. Dinlediğimiz radyo tiyatrolarını, zihnimizde canlandırırdık.

Bu nedenle, çocuklarınızın hayal gücünü zenginleştirmek istiyorsanız, onlara sözlü masallar anlatın. Onlara sözlü masallar anlatmak, çizgi film izlemelerinden katbekat etkilidir. Keza ekranlar çocukları hazırcılığa alıştırır. Hayal kurmalarına fırsat tanımaz, çizgi filmi yapan kimsenin hayal gücünü izlemekle sınırlı kalırlar. Çocuklar için iyileştirici öyküler kurgulamak konusunda, nine ve dedelerinizi örnek alabilirsiniz. İnanın sözlü masallar dinlemek, çocuklarınıza çok daha iyi gelecek. Ayrıca, sözlü hikaye anlatmak, çocuklarda okuryazarlığın temelini oluşturur. Çocukların dilin ritmine alışmasına ve kelime dağarcıklarının gelişmesine yardımcı olurken, toplumsal değerleri öğrenmelerini sağlar.

Çocuklarınıza, sitemizden seçeceğiniz birbirinden güzel masalları okuyabilir, ezberlediğiniz masalları anlatabilirsiniz.

Çocuklar için iyileştirici öyküler oluşturmak konusunda bilgi sahibi olduğunuzda, onların yaşadıkları sorunları hafifletebileceğinizi biliyorum. Bu nedenle bu makalede, “çocuklar için iyileştirici öyküler nasıl yazılır” bunu anlatacağım.

Öncelikle terapötik hikaye nedir konusunu ele alalım.

Terapötik Hikaye Nedir?

Çocukların günlük hayatta karşılaşabileceği problemleri çözebilmeleri ve hayatlarında gerçekleşen değişimlere ayak uydurabilmeleri için, uzmanlar tarafından yazılan hikayelere terapötik hikayeler denir. Terapötik (iyileştirici) hikaye anlatımı, psikolog ve terapistler tarafından gerek görüldüğü takdirde uygulanan bir yöntemdir. Terapötik hikayeler, çocuklar üzerinde iyileştirici bir etkiye sahiptir.

Terapötik hikaye anlatmak, çocukların yaşadığı sorunları ele almanın nazik, kolay ama genellikle çok etkili bir yoludur. Törepatik hikayeler, çocukların kendileriyle ilgili konularda doğrudan ders vermeyi amaçlamaz. Bunun yerine onları, yaratıcı bir yolculuğa çıkarır ve nihayetinde iyileştirici bir etkiye sahiptir. İyileştirici hikayede, ana karakter veya diğer karakterlerle özdeşleşerek engeller aşıldığında ve bir çözüme ulaşıldığında çocuğun güçlenmesi amaçlanır. Yazının sonunda, terapötik hikaye örneği vereceğim.

Çocuklar İçin İyileştirici Öyküler Nasıl Yazılır?

Ebeveynler olarak, çocuğumuzun karşılaştığı mevcut zorluklar için bir metafor görevi gören kişiselleştirilmiş bir terapötik hikaye yazıp anlatabiliriz. Çocuklar için iyileştirici öyküler yazmak istiyorsanız, aşağıdaki adımları sırasıyla takip edin.

Üstesinden Gelinecek Sorunu Tanımlayın

Bu hikayeyi neden yazıyorsunuz?

Aileden birinin kaybı, şiddete maruz kalma, herhangi bir davranış bozukluğu (ısırma, tırnak yeme, öfke nöbeti, yalan, eşya çalma vb.) aile içi kavga…
Yahut çocuk belirli bir davranışı yapmamakta direniyor mu?
Örneğin, uyku saatinde yatağa gitmeme, okula gitmek, yemek yemek istememe veya sadece belli yiyecekleri yemek isteme…

Çocuğunuzun Neye İhtiyacı Olduğunu Belirleyin

Çocuğunuz nasıl hissediyor ve çocuğunuzun neye ihtiyacı var?

Ne hissettiğini (korkmuş, yalnız, kızgın, hüsrana uğramış, kıskanç vb.) ve buna karşı koymak için neler gerektiğini tanımlayın.
Örneğin, cesaret, destek duygusu, güç, anlayış, maceraperestlik, netlik, hatırlatmalar, tekrarlama, kabullenme vb.

Eylem ve Çözüm Sürecini Belirleyin

Yaşanan sorun için çocuğunuzu ne tür bir eyleme yönlendireceğinizi, anlatacağınız terapötik hikayenin, çocuğunuzun davranışlarında nasıl bir değişim sağlayacağını belirleyin. Çocuklar için iyileştirici öyküler yazmak, doğru bir eylem planı yapmayı gerektirir.

Bir örnekle açıklayalım; sürekli patates kızartması, makarna, pizza gibi yiyeceklerle beslenen ve başka besinlere karşı direnç gösteren çocuğa, yaşadığı kalenin sınırlarını terk etmek istemeyen bir prensin hikayesini anlatabilirsiniz. Saraydaki herkes, ormanlara, dağlara, nehirlere, denizlere gider ve her gelen prense, dışarıda yaşadığı maceraları ve güzellikleri heyecanla anlatır. Sonunda prens de dışarıdaki dünyayı merak edip, saray ahalisinin yaşadığı maceraların tadına bakmak ister.

Anlatacağınız terapötik hikayede yaşanacak maceraları, çocuğunuzun ilgi alanına göre süsleyebilirsiniz.

Karakterleri Tanımlayın

Çocuğunuzun yaşadığı duyguları/zorlukları kim temsil edecek ve bu sorunları kim(ler) çözecek?

Öncelikle terapötik hikayenizin baş kahramanını belirleyin. Bu, bir bitki, hayvan, peri, cüce, prens veya prenses olabilir. Çocuğun sevdiği ve hayran olduğu bir şey veya yaşadığı durumla uyumlu bir karakter seçin. Örneğin, sevimli bir sincap olabilir.

Bir koruyucu, bilge veya sırdaş rolüne büründüreceğiniz bir karakter belirleyin. Bu karakter, kahramanımıza yol gösteren ve destekleyen biri olmalı. Örneğin, iyi bir arkadaş, bilge yaşlı bir baykuş, tecrübeli bir kaplumbağa, bir melek veya sihirli güçlere sahip bir peri olabilir.

Son olarak sıra, bir Erol Taş, yani kötü adamı belirlemeye geldi. Bu karakter, zihinsel veya fiziksel bir meydan okuma yapacak olan ve kahramanımızın üstesinden geleceği kişidir. Elbette bu karakter yerine, çocuğunuzun yaşadığı soruna uygun bir olay da belirleyebilirsiniz.

Terapötik Hikayenin Ana Hatlarını Çizin

Çocuklar için iyileştirici öyküler yazarken dikkat edilmesi gereken adımlardan biri de, hikayeyi doğru bir biçimde kurgulayabilmektir.
Yaşanacak olası maceralar ve sonucunda öğrenilecek dersler nelerdir?

Terapötik hikayenizin olay örgüsü, üstesinden gelinmesi gereken bir zorluğa ve kahramanın sorununa gerçek bir çözün üretebilmelidir.

Terapötik hikayenizi yazarken, çocuğunuzun yaşadığı zorluğu çok net bir şekilde belirlediğinizden ve karakterin ahlaki davranışını göz önünde bulundurarak soruna olası tüm çözümleri araştırdığınızdan emin olun.

Hikayenin çözümlenmesinden önce ve yaşanan değişimden sonra, kahramanınızın duygularını sözlü olarak hikayenizde vurgulayın.
Örneğin;
Prens, saraydan dışarıya çıkmadan önce, endişeli, korkmuş ve biraz kızgın hisseder. Ama dışarıya çıktıktan sonra kötülerin üstesinden gelip geri döndüğünde, rahatlamış, kendinden emin ve memnundur. Artık yeni maceralara ve deneyimlere hazırdır.

Karakterin zaferini ve başarılarını kutlayarak ve oraya ulaşmak için ne kadar çok gayret gösterdiğini anlatarak hikayeyi bitirin.

Çocuklar için iyileştirici öyküler yazarken, cümlelerinizi kısa tutmalısınız. Hikayenizde devrik cümleler, anlamakta zorlanacakları kelimeler bulunmamalı. Kurguyu yaparken yaşlarına uygun olmasına ve çok karmaşık olaylara yer vermemeye dikkat etmelisiniz. Çünkü çocuklar, anlayamadıkları bir hikayeden, amaçladığınız mesajları alamazlar. Böyle olunca da beklenen iyileşme gerçekleşemez.

Terapötik Hikayenizi Anlatın

Hikâyenizi yazdıktan sonra, birkaç gün boyunca her gece yatmadan önce tekrar okuyun. Böylece gerek gördüğünüz yerlerde değişiklikler yapabilirsiniz. Şahsen yazdığım her hikaye veya masalı, birkaç gün demlenmeye bırakırım. Kitap yazarken bu süreyi minimum 15 gün olarak belirlerim. Sıcağı sıcağına anlaşılamayan kurgusal mantık hataları veya yazım yanlışları, biraz bekleyip tekrar okuduktan sonra daha belirgin bir biçimde görülebiliyor.
Çocuğunuza terapötik hikayenizi anlatırken, rahatsız edilmeyeceğiniz uygun bir yer ve zaman dilimi belirleyin. Uykudan önce okunmasının en doğru zaman olacağını düşünüyorum.

Terapötik hikayeyi çocuğunuza anlattıktan sonra, aslında vermek istediğiniz mesajla ilgili onu yönlendirecek konuşmalar yapmamanız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Terapötik hikayelerin ucu açık bırakılır. Çocuk alması gereken mesajı bilinçaltı yoluyla alır.

Çocuklar İçin İyileştirici Hikayeler Yazmak Ne Tür Faydalar Sağlar?

Kendi çocuğunuz için bir hikaye yazmanın en güzel yanı, hikayeyi henüz onlara anlatmadan iyileştirici bir etkiye sahip olmasıdır. Çocuğunuzun yaşadığı sorunu terapötik hikaye biçiminde kurgularken, bilinçli veya bilinçsiz olarak daha yeni ve daha empatik bir bakış açısıyla soruna yaklaşırsınız. Bu da, değişim için yeni kapılar aralanmasını sağlar.

Çocuklar için iyileştirici öyküler yazarken, aslında farkında olmadan sizler de iyileşirsiniz. Terapötik hikaye yazmak, onları daha iyi anlamanıza, sorunlarını çözmek için aktif bir rol oynamanıza, dolayısıyla aranızdaki bağı güçlendirmenize vesile olur.

Çocuğunuzun belirli bir zorlukla mücadele ettiğini gözlemliyorsanız, terapötik hikaye yazmak için zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Ülkemizde, çocuklar için iyileştirici öyküler bulmak çok kolay değil. Hazır yazılmış formlar, her zaman çocuğunuzun durumuyla tam örtüşmeyebilir. Bu nedenle kendiniz yazmayı düşünün. Faydasını fazlasıyla göreceksiniz. Ama yine de, sıklıkla karşılaştığımız ve hemen hemen bütün ailelerde benzer bir şekilde gelişen sorunlardan biri olan “kardeş kıskançlığı” hakkında yazdığım terapötik hikayeyi sizlerle paylaşayım.

Terapötik Hikaye Örneği

Bu masalı, kardeş kıskançlığı yaşayan, anne-babasının ilgi ve sevgisini kardeşiyle paylaşamayan, 4 ila 8 yaş arasındaki çocuklar için yazdım.

Küçük Lale Kardeşler

Bir zamanlar büyülü bir ormanda, muhteşem bir güzelliğe sahip iki küçük lale tohumu toprağa düştü. Gel zaman git zaman, kış boyunca yağan yağmurlarla beslenen lale tohumları, ilkbaharda çatladı. Topraktan başlarını çıkardılar. Lalelerden biri kırmızı, diğeri sarı renkliydi. Ama ikisi de harika görünüyordu. Havaların ısınmasıyla birlikte ormanı ziyaret edecek olan çocuklar, bu güzel laleleri görünce çok mutlu olacaktı. Çünkü büyüleyici bir güzelliğe sahiptiler. Fakat bu lale kardeşlerin büyümesi için bol miktarda güneş ışığına ihtiyaçları vardı.

Sorun şu ki, lale kardeşler çok sık bir ormanda dünyaya gelmişti. Hemen önlerindeki büyük kayın ağacı onların güneşi görmelerine engel oluyordu. Kayın ağacının yapraklarının arasından güçlükle sıyrılan güneş, sadece kırmızı laleye biraz görünüyordu. Ama sarı lale güneşin gülümseyen yüzünü hiç göremiyordu. Güneş ışığı alamayan sarı lale gelişemiyor ve gün geçtikçe kardeşinden daha küçük kalıyordu. Bu durum da onu çok üzüyordu.

Günün birinde ormanda gezintiye çıkan yaşlı bir adam, bu güzel laleleri fark etti. Yaşlı adam çiçekleri çok seven bilge biriydi. Onların kayın ağacının gölgesinde büyüyemeyeceklerini ve güneş ışınlarına ihtiyaçları olduğunu bildiği için, lale kardeşleri oradan aldı. Güneşin pırıl pırıl parladığı, gün boyunca gülümsediği açık bir alana ekti. Böylece lale kardeşler, bol güneşli ve ferah bir yere taşınmışlardı. Her geçen gün biraz daha büyüyor, renkleri çok daha parlak bir hal alıyordu.

Tomurcuktan çıktıktan sonra bir süre güneşi hiç göremeyen sarı lale, o günleri düşünerek güneşin bitivermesinden çok korkuyordu. Bu endişe, bazı günler onu çok üzüyordu. Bu durumu fark eden güneş, bir sabah uyanır uyanmaz sarı laleye, “Hiç merak etme. Bundan sonra bulutlu günler geride kaldı. Hem seni örten bir kayın ağacı da yok artık. Benim ışığım sana da, kardeşine de yeter. Endişelenmene hiç gerek yok” dedi.

Sarı lale çok mutlu olmuştu. Lale kardeşler, ilkbahar boyunca ormana gezintiye gelen mutlu çocuklara gülümsediler. Bütün güzellikleriyle herkesi kendilerine hayran bıraktılar. Mutlu, mesut bir ömür sürdürdüler.
Son olarak;
Çocuklar için iyileştirici öyküler yazmak konusunda artık temel seviyede de olsa bilgi sahibisiniz. Terapötik hikaye örneği de gördünüz. O halde üşenmeyin ve oturup çocuklarınızın günlük hayatta yaşadıkları sorunları terapötik hikayeler olarak yazın. Bu, çocuğunuza da size de çok iyi gelecek.

Pedagog Ercüment Eşsiz

Yorum yapın