Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde inatçı mı inatçı yavru bir penguen varmış. Bu penguenin adı Pegu’ymuş. Pegu evin en küçük üyesiymiş. Diğer aile üyeleri inatçı Pegu’yu sürekli uyarıyormuş. Ama yavru penguen hep kafasının dikine gidiyor ve kimseyi dinlemiyormuş.
Günlerden bir gün Pegu annesinden izin alıp dışarı çıkmış. Hava oldukça soğukmuş. Pegu dışarı çıkarken annesi ona suya çok yakınlaşmamasını söylemiş. Pegu annesine “Tamam” demiş ama içinden suya kesin bakmalıyım diye geçirmiş. Şapkası kafasında bir oraya bir buraya koşan yavru penguen yolda bir çok arkadaşını görmüş. “Buzullara gidiyorum, hadi sizde gelin” demiş ve 3 arkadaş buzullara gitmişler. Buzullara gittiklerinde en çok merak ettikleri şey suyun içinde ki balıklar olmuş. Ama suya bakmak, dokunmak çok tehlikeliymiş. Çünkü buz kırılabilir ve yavru penguenler suya düşebilirmiş. Pegu, arkadaşlarının yanından biraz uzaklaşmış ve yapmaması gerek şeyi yapmış, suya elini sokmuş. Biraz daha derine sokmaya çalışırken birden buzlar parçalanmış ve Pegu suya düşmüş. Bunu gören diğer yavru penguenler hemen yardım çağırmaya gitmiş. Şansları varmış ki Pegu’nun abisi ve ablası oradan geçiyormuş. Kardeşlerinin suya düştüğünü duyunca hemen koşup Pegu’yu sudan çıkarmışlar.
Pegu, suya düştüğü için o kadar korkmuş ki sudan çıktığında hemen abisine ve ablasına sarılmış. Onlarla beraber eve dönmüş. Eve gittiğinde kardeşleri olanları anne ve babasına anlatmış. Pegu, anne ve babası ona kızmadan çok pişman olduğunu, bir daha asla onların sözünden çıkmayacağını söylemiş. Anne ve baba penguen de Pegu’nun hatasını anladığını görünce kızmaktan vazgeçmiş. O günden sonra Pegu, inat etmeyi bırakmış ve ailesinin sözünden hiç çıkmamış.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Çocuk Masalları Kısa kategorimizi inceleyebilirsiniz.