Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde yemyeşil çayırların üzerinde yaşayan bir karınca ailesi varmış. Hepsi aynı delikte yaşar, erzaklarını biriktirirlermiş. Kış geldiğinde de yuvalarında neşe içinde vakit geçirirlermiş.
Bir yaz sabahı karıncalar uyanmış ve erzak toplamak için yuvalarından ayrılmışlar. Ama geriye bekçi olarak bir karınca arkadaşlarını bırakmışlar. Nöbete kalan karınca yuvanın başında beklemeye başlamış. O sırada karnı acıkan bir kirpi yuvaya doğru yürümeye başlamış. Yuvaya yaklaştığında burnunu içeri sokmuş ve erzakları tek tek yemeye başlamış. Nöbetçi karınca elinden geldiğince erzakları uzaklaştırmaya kirpiyi kovmaya çalışmış ama bu onun tek başına yapabileceği bir iş değilmiş. En sonunda çareyi arkadaşlarını çağırmakta bulmuş. Hemen yola koyulmuş ve elinde ki davulla hızla ses çıkarmaya başlamış. Karıncalar bu sesi çok iyi tanıyorlarmış. Hemen sesin geldiği yere doğru gitmişler ve nöbetçi karınca olanları anlatmış. Karıncalar çok sinirlenmiş. Aylardır emek verdikleri erzakları bir kirpinin yemesine izin vermemek için yola koyulmuşlar. Yuvalarına geldiklerinde kurudukları planını uygulamaya başlamışlar. Birkaç karınca erzakların önüne uzun sopalar koymuşlar. Diğer karıncalardan sopanın arkasında ki erzakları hızla geri çekmişler. Bu sayede kirpinin ağzı yuvaya daha fazla girememiş ve karıncaların erzaklarını yemekten vazgeçmiş. Arkasını dönüp yuvadan uzaklaşmış.

Karıncalar kirpinin gitmesine çok sevinmiş. Nöbetçi karınca “Arkadaşlar çok teşekkür ederim, tek başıma bu işin altından kalkamazdım” demiş. Diğer karıncalar ise “Asıl biz sana teşekkür ederiz nöbetçi karınca eğer bize haber vermeyi düşünmeseydin emeklerimiz boşa gidecekti. Hem ne demişler ‘birlikten kuvvet doğar'” demişler ve mutlu bir şekilde hayatlarına devam etmiş. Masal da burada bitmiş.
Kısa masal okumayı seviyorsanız Kısa Çocuk Masalları kategorimizi inceleyebilirsiniz.